Featured

Carl Sagan ve Marihuana Üzerine

Bu makale, 1971'de yayımlanan Marihuana Reconsidered (Marihuana Gözden Geçirildi) adlı kitap için 1969 yılında yazıldı. Sagan o yıllarda...

28 Ocak 2011 Cuma

Teknolojinin Basitliği vs. Dilin Karmaşıklığı

Kendine not:  Yolda yürürken aklına gelenleri kenara yazmayınca hep unutuyorsun, artık en azından bloga falan yaz, zaman bulunca düşünceni şekillendirirsin.

Günümüz teknoloji konseptlerinde, özellikle son kullanıcıya hitap eden ve kullanıcının doğrudan etkileşimiyle çalışan ürünlerde (akla ilk gelenler cep telefonları, bilgisayarlar ve bunların kullanıcı arayüzleri), 21. yüzyılda sadelik, minimalizm ve basitlik ön plana çıkıyor. İşletim sistemleri sadeleşiyor, görüntüsü ve kullanımı basit olsun diye kullanıcıya aşina olunmayan yepyeni konseptler bile tanıtılıyor; örneğin işler tek butonla hallediliyor ve o butona nerede, ne zaman ve hangi süreyle bastığımız üzerinden farklı işlemler yapılıyor.

Kısacası günümüz teknolojik ürünlerinde artık gereksiz tek bir mekanizma bile yok. Bir iş daha az işlemle, daha az tuşla yapılabilecekse, aynen öyle yapılıyor.

Bu basitleştirme furyası özellikle teknolojide çok yoğun. Diğer alanlarda bunun pek gerçekleştiğini düşünmüyorum. Belki olsa olsa tasarım işlerinde oluyordur, ama zaten o da çoğu zaman teknolojiyle iç içe geçmiş durumda.

Artık bahsetmek istediğim noktaya geleyim:

Teknolojide böyle bir basitleştirmeye yönelinebiliyor, kullanıcının alışkanlıklarını toptan değiştirmek göze alınarak. Çünkü, sonuçta eskisinden çok daha basit ve rahat bir kullanım vaat ediliyor.

Aynı şey dilde de yapılabilir mi?

Dün birine hemen bir SMS göndermeye çalışırken farkettim ki, normalde yazmam gereken harflerin sadece yarısını yazarak derdimi anlatabiliyorum. Bu büyük bir buluş değil tabi, herkes bunu farkediyor. Ama neden buna karşı bir şey yapmıyoruz? Dili sadeleştirmek çok mu zor? Dilin kullanımını, derdimizi anlatabileceğimiz minimum seviyeye çekmek çok mu yanlış olur?

Tabi böyle bir durumda günümüzde kullanımda olan "normal" dili tamamen kaldırmaktan bahsetmiyorum.  Daha çok şöyle bir şeyden bahsediyorum:

En basitinden "ben gidiyorum" demek yerine "ben gidiyor" dersek de derdimizi anlatabiliyoruz. Garip mi geldi? E normaldir, kaç yüzyıldır bunu böyle kullanmıyoruz çünkü.

Aslında bu durumu diğerlerinden daha çok sağlayan diller var, İngilizce'nin "kolay ve çabuk öğrenilir" olmasının nedenlerinden biri bu aslında.

Daha azı yetiyorken, en azından günlük konuşmada - ya da dilin hızlı kullanılması gereken yerlerde-, neden daha çoğunu kullanıyoruz? Ve hayatta en çok kullandığımız şeyle ilgili alışkanlıklarımızı değiştirmek çok mu zor?

Ben bunu biraz düşüneceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder