Featured

Carl Sagan ve Marihuana Üzerine

Bu makale, 1971'de yayımlanan Marihuana Reconsidered (Marihuana Gözden Geçirildi) adlı kitap için 1969 yılında yazıldı. Sagan o yıllarda...

23 Kasım 2010 Salı

Bazen - Moon

İki adet naçizane tespitim var:

1) Adı "bazen" olan tüm Türkçe şarkılar çok güzel.

2) Adında "moon" geçen tüm yabancı şarkılar çok güzel.

20 Kasım 2010 Cumartesi

MÖ - MS

Her insanın hayatında belirli milatlar oluyor. Çok farklı nedenlerle oluşuyor bu milatlar. O insanın hayatında yaşanacak bir sonraki etkileyici olaya kadar da bu milat yerini koruyor. Eğer kötü bir olayın üzerine bu milat oluşmuşsa, MÖ kısmına hep özlem duyuluyor, MS ise hep "hayattan çalınmış zaman" olarak kalıyor.

Önemli olan, o miladı fazla kafaya takmamak.

Bir sonraki miladı koyana kadar o tarih aralığını kayıp bir şekilde yaşamamalıyız. Çağrışımlara hazır olmalıyız; onları engelleyemiyoruz zaten, sadece bir şekilde onlarla yaşamaya alışıyoruz. Şarkılar, mekanlar, tarihler, sözcükler.. Zamanla alışıyoruz işte, ama o milat hiç bir zaman kaybolmuyor.

Ta ki yeni milat gelene kadar.

Umalım ki yeni miladımız güzel bir olayla başlasın, miadımız dolmadan.

19 Kasım 2010 Cuma

Bugün bir arkadaşım "aylardır yüzün gülmüyor, bir tek müzikten bahsederken gözlerinin içinin güldüğünü görüyorum" dedi.

Korkuyorum.
Bir arkadaşım var, kaybettiğim şeyin "sevgili" olduğunu sanıyor.

Ah bi anlayabilse.

No Reply

Sevgililer-, eski sevgililer-, hatta her çeşit insanlararası ilişkinin, aşağıdaki Beatles şarkısı kadar samimi ve açık olmasını dilerdim. Adam ne hissettiğini, ne istediğini çarpıtmadan söylüyor işte. Bundan ne gibi bir zarar gelebilir ki?

This happened once before
when I came to your door
No reply
They said it wasn't you
but I saw you peep through
your window

I saw the light
I saw the light
I know that you saw me
'cause I looked up to see
your face

I tried to telephone
They said you were not home
that's a lie
'cause I know where you've been
I saw you walk in
your door

I nearly died
I nearly died
'cause you walked hand in hand
with another man
in my place


If I were you
I'd realize that I
love you more
than any other guy
And I'll forgive
the lies that I
heard before
when you gave me no reply


I tried to telephone
They said you were not home
that's a lie
'cause I know where you've been
I saw you walk in
your door

I nearly died
I nearly died
'cause you walked hand in hand
with another man
in my place

No reply
No reply


 
Bir de, çok güzel söylemiyorlar mı bu şarkıyı sizce de?

18 Kasım 2010 Perşembe

Aşk, aşıktan bağımsız (mı) gelişir

Birine aşık olduğun süreçte, karşındakinin sana karşı olan ya da olmayan hareketleri, aşkının şiddetini ne kadar belirliyor bilemiyorum, ama onu unutman gereken süreçte karşındakinin yaptığı herhangi bir hareketin, ki bunlardan bir kaçı aşağıdaki gibidir;

  • Senden nefret etmesi
  • Seni umursamaması
  • Seni hayatından tamamen çıkarması
  • Senle konuşmak istememesi
  • Sana yalan söylemesi
  • Sana gerçekleri söyleyememesi
  • Yeni bir sevgilisinin olması

aşkını hiç bir şekilde azaltmadığını düşünüyorum.

11 Kasım 2010 Perşembe

500 Days of Summer'ın en sevdiğim yanlarından biri, en sevdiği Beatles şarkısı Octopus' Garden olan bir kızın -kurgu da olsa- varlığını bilmek oldu. Mutluyum :)

4 Kasım 2010 Perşembe


4. evredeyim.


Periyodik olarak önceki evrelere de uğruyorum (3.ye uğramayı zorunlu olarak bıraktım). 5. evreye erişmeyi çok istiyorum ancak bir dış etken(?) olmadığı sürece pek mümkün görünmüyor.

Yalan; aslında 5. evreye ulaşmak istediğimi sanmıyorum. O yüzden mümkün görünmüyor.

Siz ölüm döşeğindeki bir yakınınızı, artık ölmek üzere diye kaybetmeyi diler miydiniz?

Ben de sevgimi kaybetmek istemiyorum.

Ve bunun çok sıradışı ya da anlaması zor bir şey olduğunu sanmıyorum. Her insan böyle yapardı herhalde, gerçekten seviyorsa.


1 Kasım 2010 Pazartesi

Death is overrated

Ölümsüzlüğün sırrı bulunamadı ama ben %100 garantili ölümün sırrını buldum:

İki kutu uyku hapı içtikten sonra elinde tabancayla Boğaz Köprüsü'nden atlamak.