Featured

Carl Sagan ve Marihuana Üzerine

Bu makale, 1971'de yayımlanan Marihuana Reconsidered (Marihuana Gözden Geçirildi) adlı kitap için 1969 yılında yazıldı. Sagan o yıllarda...

27 Haziran 2010 Pazar

Mezunlar Gecesi hakkında iki çift sözüm var.

Zevkler tartışılmaz, tartışılamaz. SerdarOrtaçvari müziğin Beatlesvari müzikten daha kötü olduğu bilimsel olarak kanıtlansa bile, bu o müziğin sevilmeyeceği anlamına gelmiyor. Sen saygı sınırlarını aşıp olayı SerdarOrtaç-severlere küfür etme boyutuna getirsen de bu bir şey değiştirmez, en fazla seni düşürür. İnsanlar değişir değişmesine de, sen değiştiremezsin insanları. Zaten asıl maharet farklı düşünenlerle geçinebilmekte, ki bunun en güzel örneğini bizim bölümde gördüm ben. Kısacası insanların dinlediği şeylere saygı duyarım, o şeylerden nefret etsem bile. "Metal ne abi allasen" gibi şeyler diyorsam da klişeleşmiş geyiklerden ötürüdür, yoksa metal yapmak kolay mı.

Dün hepimiz acıyla tecrübe ettik ki, classic rock çalan bir grup, herkesin maksimum şıklıkta olduğu, gayriresmi ama çok ciddi bir mezunlar gecesinde sahneye çıkmamalı. Kötü mü çaldık? Hayır, yani her zamanki kötülüğümüzde çaldık. Zaten nota kaçırmayalım, her şey mükemmel olsundan ziyade, çok eğlenelim sahnede zıplayalım enerji saçalım, müzik kusursuz olmasa da olur kafasıyla çalarak kendimize az çok bir yer edinmiştik. Aramızda virtüöz falan yok, hatta ben gitar çalıyorum desem gitaristlere ayıp olur. Neyse uzatmayayım, kısacası kendini izleten bir grubuz tecrübelerimden çıkardığım kadarıyla, "abi adamlar çok iyi çalıyor"dan çok "abi adamlar eğlendiriyor"u tercih eden insanlara yöneliğiz. Bu nedenle bir mezunlar gecesi için uygun olabilirdik aslında. Tabi bizi hep rock dinleyicisi izledi bugüne kadar, ilk defa her kesimden insanın olduğu bir ortamda çaldık (bir üniversite mezunlar gecesi, her telden insanı toplayabileceğin yegane yerdir herhalde).

Dün gece olan şeyi az çok öngörüyordum, mezunların ve mezun olacakların müzik zevkini 4 senede az çok öğrendim. Sonuçta damdan düşer gibi çıkmadık biz de, ne çalıp çalmayacağımız belliydi, organizatörlerle çalınacak şarkılara kadar önceden paylaşım yapıldı, bir sıkıntı olacağı söylenmedi. Buna rağmen dün gece konser genel bir memnuniyetsizlik oluşturdu ve sahneden erken inmek durumunda kaldık. Bu da anlayışla karşılanabilir, önceden dediğim gibi müzik tarzı ya da konsepti, hoplayıp zıplamamız falan böyle ciddi bir gecede insanların hoşuna gitmemiştir vs. Sonuçta organizatörler de okuldaki insanların bu kadar "bunalacağını" öngörmemiş olabilirler.

Benim dert ettiğim, biz indikten sonra bunalan insanları kendilerine getirmek için DJ'in anında girdiği şarkıların daha yüksek volümlü ve daha sert Hande Yener - Serdar Ortaç vs. dance mixlerinden oluşmasıydı. Ha ben de (alkolün etkisiyle) dans ettim o müziklerde, eğlendim de. Bir yandan Serdar Ortaçla dalga geçerken bir yandan adamın bütün şarkı sözlerini bildiğimi farkettim hatta. De işte, bizim müzikte de dans ediliyordu be, çoğu zaten blues - rock'n'roll kalıbında şarkılar. Yani "kafamız s.kildi" bahanesiyle geliyorsan DJ'e hafif çalmasını söylersin, Pink Martini falan çalar.

Neyse, hâlâ bir akşamdan kalmışlık var, pek cümle kuramıyorum. Yine de organizasyon çok güzeldi, ses sistemi ve sahne beklentilerin de ötesindeydi. Oğuz Abi'ye yakından ilgilendiği için ve WIB Club'a bugüne kadarki en iyi mezunlar gecesi organizasyonunu yaptığı için teşekkür ederim, gayet eğlendik =)

*Kıssadan hisse neymiş? Bu tip gecelerde canlı müzik için para harcamaya gerek yokmuş (biz zaten almadık da, o sahneye sisteme giden paraya yazık..). Pink Martini vs. ile hafif ve enstrümental başlayıp, alkolün dozu arttıkça Serdar Ortaç - Hande Yener - İbrahim Tatlıses mixleriyle ortam ısıtılıyormuş. Sıfır maliyet, bol eğlence. Kötü niyetli söylemiyorum ha, üçü de dünya tatlısı insanlar, çok güzel müzik yapıyorlar. Ciddiyim. İbo'nun sesi çok iyi mesela. Hem babamın bir sözü var İbo'yla ilgili: "İbrahim Tatlıses Avrupa'da doğmuş olsaydı gelmiş geçmiş en iyi tenör olurdu". Öyle işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder