Farklı olmaya çalışmak bile daha önce milyonlarca kez yapıldı ya, paradoksun kendisi zaten orada ya.
O üzücü geliyor işte bana. Düşüncelerinde yalnız sanıyorsun kendini, hiç değilsin aslında. Peki bu iyi bir şey mi? Her zaman değil. Daha doğrusu, işine gelince güzel. İnsan boktan bir canlı çünkü, benciliz ve götüz. Schadenfreude diye bir şey var Alman felsefesinde, sağolsunlar dünya literatürüne katabilmişler sözcüğü (Haymatlos vol. 2). Sözcüğün anlamı ne mi:
Başkalarına gelen zarardan duyulan mutluluk.
Adamlar gayet açıkyüreklilikle "böyle bir şey var kardeşim, ne kandırıyoruz kendimizi binlerce yıldır, ben buna tek bir sözcük de buldum terimleştirdim de oh olsun" demişler, iyi de etmişler. Götler sürüsü olduğumuz artık resmileşti!
Ne kadar saçma; sonsuz olduğumuzu, hiç ölmeyeceğimizi sanıyoruz. Bir de her şeyin merkezinde olduğumuzu, hem bireysel hem insansal olarak. Bir de her bir bokla etkileşim içerisinde olduğumuzu.
Daha yalnızız ama, etrafımızdakilerin sayısı arttıkça.
Bir şiirle bitirmek isterim:
Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler. (O.V)
Şimdi yukarıda yazdıklarımı birbiriyle bağlantılayabilenlere tam 10000 lira vereceğim. Ama var gerçekten bir bağlantısı. Özgürce yazıyorum diye saçmaladığımı sanmayın. Post-modern yaklaşımları sevmem.
Yok mu sizce bir bağlantısı? Bir yekün alalım, kabak gibi ortaya çıkacaktır:
1. Farklılaşma - benzeşme
2. Schadenfreude
3. Yalnızlık
Vee kaçınılmaz son: Yabancılaşma!
çok sığ, basite kaçarcasına..
YanıtlaSiliyi insanlar da var, göt olmayanlar da..
aksini ispat edemezsin.
Tabi ki var. Ben default olandan bahsediyorum.
YanıtlaSilMesela hayat da default olarak mutsuzluk üzerine kuruludur bence. Onu düzeltmeye çalışarak geçer hayat. Tıpkı dinlerdeki anafikir gibi: Hepimiz günahlarımızla doğduk, onlardan arınmaya çalışmalıyız.