Bugün ekşisözlük'te bakınırken gördüğüm entry.
Hani bazen insan "şu çektiğim acı ne kadar büyük, kurtulamıyorum çok çaresizim" der ya, işte ben onu çok sık diyorum. Şımarığım o yüzden. Yani sanırım bunu çok sık diyen biri değer bilmez ve şımarık diye tanımlandırılabilir, ben de öyle olduğumu farkettim.
Varmak istediğim nokta, bu tip örnekler görünce "aslında sanırım bu büyük acı kadarını ve hatta daha fazlasını çekenler de var, hatta acıya yaklaşımları bile benimkiyle aynı vay be!" diyip aslında kendi durumumu abarttığımı düşünüyorum. Kendimi bazen tam bir "drama queen" gibi hissediyorum (Bu sözcüğü karşılayacak Türkçe bir sözcük olmaması ne üzücü..)
Son zamanlarda "anıları silmek mutlulukları da götürecek, bomboş bir hale gelmektense acıyla karışık güzel anıları tercih ederim"e yönelmeye başladım gerçi. Başka türlü yaşanmıyor çünkü, evet o filmin mümkün olmama gerçeği varsa, durumu olabilecek en acısız ve düzgün şekilde kotarmaya çalışmalısın. Yani "cahillik bilgeliktir"i yadsımak gibi bir şey yaptım ve acılarımla yaşamaktan mutlu olmaya başladım, o acıların aralarında yüzümü ölene kadar güldürecek anılarım da var çünkü. Ve o anıları üretmek çok zor, acı üretmek o kadar kolay iken; özellikle benim gibi evhamlı ve mutlu olmayı kendine adeta haram gören biri için..
"Acılarla yaşamaktan mutlu olmak".. Sonra adama mazoşist diyorlar, ama farkında değiller ki o acılar neler içeriyor. Bir röportajda yüz cümle söyleyen bir sanatçının en alakasız cümlesini çekip manşet yapmak gibi bir şey bu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder