Bugün, onun sosyal ağlardan birinde paylaşımlarda bulunmaya başladığını keşfettim. Nasıl mı keşfettim? Çünkü onu unut(a)mıyorum, sadece artık daha hissizim. Arada bir adını internette aratıyorum, ona ulaşma yollarını deniyorum falan.
Neyse ki kullandığı sosyal ağ facebook gibi her bokunu paylaştığın bir ortam değil. Şimdilik ilginç videolar, şarkılar falan paylaşıyor. Zaten daha fazlasını da paylaşamaz. Altına da sevgilisi yorum yazıyor. Bana da bunları okumak düşüyor.
Ona olan özlemimin bu kadar kısa (9 ay) sürmesindeki en büyük etken, kendisinin internet üzerinde herhangi bir profilinin olmamasıydı ve bu çok yararlı bir şeymiş, bunu öğrendim.
Artık durum böyle olmadığına göre, ikinci bir 9 ay başlar mı acaba?
Ben kendimden beklerim valla. Unutmak istemiyorum çünkü. Ha zamanla mecburen unutuyorum o ayrı. Ama bak, yeni keşfettiğim en ufak şeyde, aylarca yapılan planlar, unutma denemeleri, "onu düşünmüyorum" söylemleri yalan oluyor. Yine de onu geri kazanmak için çabalamak, doktora tezi falan yazmaktan daha zordur herhalde. Ya da sonucu %99.9 olumsuz olacak bir şey için harcayacağım vakitte yeni bir enstrüman çalmayı ya da yeni bir programlama dilini öğrenirim. Ona vakit harcayacağıma, pırıl pırıl bir insan olabilirim. Ama değmez, o ayrı. Pırıl pırıl bir insan olmaya değmez yani. Neyse, zaten onu da geri kazanamam. Sırf o yüzden, pırıl pırıl ama buruk insan olmayı tercih ediyorum.
Nasıl pırıl pırıl insan olacağımdan da emin değilim. Hem o göreceli sanırım biraz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder