Geçen gün şöyle bir şeyden bahsetmiştim ya, bugün iş arkadaşım aynı hatayı yaptı bir yabancıyla konuşurken! O bu hatayı yapınca benim bütün dikkatim, konuşmam, konsantrasyonum vs. bok oldu tabi ama bu bana çok da güzel bir şey öğretti: Yaptığın felsefenin miktarı arttıkça en başa dönme hızın artıyor, bir boka yaramıyor yani. Ulan bir yesterday - tomorrow hatasından hayattaki pişmanlıklara varmak da neymiş, hayattaki her şey bu kadar derin düşünmeye değecek şeyler mi? Basit bir Türk hatasıymış işte, herkes de yapıyormuş. En azından bana bunu öğrettiği için arkadaşıma teşekkür ederim.
Artık daha basit düşüneceğim, vakit geçirmek için Ezel falan izleyeceğim. Beyni uyuşturuculardan daha iyi uyuşturuyor diyorlar.