Featured

Carl Sagan ve Marihuana Üzerine

Bu makale, 1971'de yayımlanan Marihuana Reconsidered (Marihuana Gözden Geçirildi) adlı kitap için 1969 yılında yazıldı. Sagan o yıllarda...

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Yasaklar

Bugün internet yasakçılığında yeni bir çığır daha açıldı. Bir avuç xxx, ultimate-guitar.com adresindeki gitar tablarını da engellemeye başladı. Neden olarak da şu sunulmuş:




Sonra "neden yurtdışında yaşamak istiyor gençler, beyin göçü olmamalı, ayıp ediyorlar" gibi garip şeyler diyo xxx başbakanımız ve kurmayları. Bir de xxx bir adam var Bülent Arınç diye mesela, Ümit Boyner'in yasaklara karşı olan açıklamalarına cevap olarak "siz iktidara gelince pornoyu serbest bırakırsınız artık, ama biz yasaklicaz" falan diyor.

Bütün bu yasakçı adamların bir an önce xxx dilerdim. Zavallılar.

Şimdi ben o bakmak istediğim tablara ulaşamayacak mıyım sanki? Siz salak mısınız, yasaklayarak kimi engelleyebilirsiniz ki?

Ekleme: Yazıyı revize ettim. Devlet erkanına olan küfürleri temizledim falan. Şimdi içeri atıp işkence yaparlar, kolumu kırarlar sonra "nezarethanede yere düşüp kolunu kendi kendine kırdı" falan derler, dava zaman aşımına uğrar falan. Ne gerek var.

24 Mayıs 2011 Salı

İnsanları teselli etmek için kullandığınız "Bu kadar üzme kendini, ...... gerçeklemese de yine böyle olacaktı" cümlesinin aslında ne kadar sinir bozucu olduğunun farkında mısınız? Bırakın öyle olduğu için olmuş olsun. Diğer türlüsü daha kaderci, daha kontrolsüz, daha üzücü değil mi? Elimde olmayan nedenlerden üzülmekten nefret ediyorum. Diğer türlüsünü sevdiğim bile söylenebilir, hüzünlü bir lanet olsunculuğu var. Bu arada hüzün bence pozitif bir sözcüktür.

Film çevirmiyoruz burada, Kelebek Etkisi değil bu. Her seferinde Afrika'da fil osurunca burada fırtına çıkmıyor, ya da ne bokumsa işte. Bazen bir şeyin göz önünde, büyük bir nedeni olabiliyor. "O olmasaydı da..."larla geçecek vakit, teselliyle sürecek bir ömür yok önümde. Bir şeyin nedeni istemli ya da istemsiz, haberli ya da habersiz şekilde bensem benimdir. Ben kendimi suçlamıyorken, sizin kendimi suçlamamam için sırtımı sıvazlamanız gereksiz.

Hayat gidiş yolundan puan vermiyor. Sonuca puan veriyor sadece. O yüzden kendisine sürekli adaletsiz deniyor zaten.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

dağıl-birleş-folloş

Arada müzik gruplarının biyografilerini incelerken şu tip şeyler görüyorum:

1968'de kuruldu. 1972'de dağıldı.
...
1991'de tekrar birleşti. 1996'da dağıldı.

En can şarkılarına bakıyorsun, istisnasız hepsi ilk 4 yıllık periyotta yapılmış. Zaten ikinci birleşmede yeni şarkı falan yapılmamış, hep o muhteşem asitli 4 yılın ekmeği yenmiş. Ki tam da yenememiş belli ki, yine dağılınmış. Hem o ikinci birleşmede, asıl elemanlardan sadece bir ya da iki tanesi kalmış.

Bunun gibi sürüyle grup var. Bazıları tanınmış da gruplar. Ne kadar sevgi ve saygı duysam da, beğendiğim bir grubu bu kategoride görünce içim sızlamıyor değil. Yahu 60larda hayvanlar gibi yardırmışsın, saygı görmüşsün, 65 yaşına gelince kendine hiçbir şey katmadan hala 20 yaşındayken bestelediğin (muhteşem) şarkıları çalmaktan utanmıyor musun az da olsa?

(Şimdi bu adam gelip "hayatım boyunca senden daha başarılı oldum ve geri dönüş kararım sayesinde hayatında bir arada göremeyeceğin kadar para kazandım" dese "abi Türkiye'ye de gel, parası neyse veririz izleriz" demeyi de ihmal etmem.)

(Daha da ileri gidersem; ben de olsam sanırım aynısını yapardım. Şimdi o adamcağız denememiş midir sanki daha güzel besteler yapmayı? Örnek olarak kullandığım adamı çok hakir gördüm, özür dilerim örnek olarak kullandığım adam..)

Help! The Captain Threw Up - Reprise

Bu bir beğeni ve teşekkür yazısı olacak. (Allah bilir sonunda da nereye kayacak).

Bu grup hakkında en son 13 ay önce yazmışım. O zamanlar yeni sayılırlardı daha. Şarkıları daha farklıydı, daha sınıflandırılabilirdi, daha gitardı, daha azdı.

Şimdi karşımızda kategorilere sığmayan, Roxy Müzik Günleri ikincisi bir grup var. Ben ki kategorize etmeyi çok seven bir adamım, bu grubu edemiyorum. Indie, eclectic gibi aslında günümüzde içine hemen her bokun girdiği janrlar (sözcüğe gel) kullanıyorum onlar için.

Bir yılda inanılmaz bir yol katettiler, ki bunun bir bölümünde hiatus'ta (sözcüğe koş) gibiydiler. Sağolsunlar bu yolun son (ve en kaymaklı) kısmında ben de bulundum ki o gün bu gündür kendimi artık çok da şanssız bir insan olarak görmüyorum.

Benim önerim, onları müziği arkaplanda tutmanız gereken anlarda değil, ayrıntılara yoğunlaşmaya müsait olduğunuz anlarda dinlemeniz. Mesela yatmadan hemen önce, yatarken, ıvır zıvır şeyler okurken, ders çalışırken (!) ..


(O değil de bu ne ya hâlâ myspace falan. Artık münferit bi site gerekiyor bu gruba. Bir ara yapmalı bunu.)


Şimdi buradan farklı bir konuya dalasım var da dalmasam mı ya.

Aslında bi kaç cümleye düşürülebilir belki düşündüklerim: Mood denen şey çok değişken ve etrafında beklemediğin şeyler o kadar çok olabiliyor ki. İnsan riyakar bir kere. En basitinden; çok bunalımda, intiharın eşiğinde olan bi adam, grubuyla Roxy'de finale kaldığını öğrense, o intiharı ertelemez mi, en azından sonuçlar açıklanana kadar? (Bu kişi ben değilim tabi. Evet genelde (yalnızken?) pesimistim ama intiharı düşlerken falan başıma gelmedi bu. Moralimi de bir hayli yükselttiğini söylemem gerek). 

Bir de, bazı dönemlerde başına gelen ilginç şeylerin ömrünün sonuna kadar sürmeyeceğini/hayatını kökten değiştirmeyeceğini düşünsen bile, ömrünün o bölümünü meşgul ediyor işte. Olay yine John Lennon'da bağlanıyor: Hayat, biz gelecek için planlar yaparken başımızdan geçenlerdir.


Sonu alakalı olsun. Hepinize teşekkür ederim Help! The Captain Threw Up. Bu yarışmanın benim için en güzel yanı, ikincilikten ziyade, hakkımda düşünülenleri görmek oldu. Sanırım böyle bir şeye ihtiyacım vardı son zamanlarda. "Müzik benden geçti abi" de demicem artık sayenizde.

Yanlış yıldız seçimi?


İnsanlar değişir. Hissettikleri de paralel olarak değişir. Bir ilişkinin bitmiş olması, onun bir zamanlar çok güzel olmadığını ya da gerçekten sevgi barındırmadığını göstermez. Sadece, insanlar değişir.

(♫ Ama sen değişmezsin, sen insan değilsin ♬ şeklindeki lise dönemi dizemle bitirmek istedim çok.)